"Boş zamanlarımda NTV Spor ve Lig Tv izlerim"

 

Aslında bu sözler koca programın hangi sebeplerle yapıldığının göstergesi bizim için fakat bizler için. 

 

Malum, 3 Temmuz'dan beri karşı kıyının sakinleri müthiş bir PR çalışmasıyla özellikle sanal ortamdan kendilerine inanan taraftarlarına ve takipçilerine, kendi yargılarını özenle empoze ettiler. Cas davası, Nihat Özdemir'in madde 58 ile ilgili git gelleri, Murat Özaydınlı'nın şike itirafını içeren tapesi ve daha bir çok konu sümen altı edildi.

 

Bu sahnenin son perdesi ise geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe'nin ikinci kanalı gibi hareket eden özel bir spor kanalında oynandı. Takım içi çatlakların ve Avrupa'da alınan kötü sonuçların üstüne bu tip yayınların gelmesine şaşırmadık açıkcası. Program devam ederken "paralı askerlerin" ktileyi uyutma çalışmaları da ardı arkasını kesmedi dikkat ettiyseniz.

 

İlginç olan ise; Aziz Yıldırım'ın her biri en fazla 1'er dakikalık savunmalarla çürütülebilecek olan ifadelerinin gerçek ve kesin sonuç gibi insanlara lanse edilmesi oldu. Aziz Yıldırım'ın gerçekle yakından uzaktan alakası olmayan açıklamalarına değinmeden geçmek onların ekmeğine yağ sürmekten başka birşey olmayacaktır.

 

VARAN 1: "Ya ben hakem istedim sadece dedim ki aleyhimize şey yapmasın dedim, Selçuk Dereli gitti maçı 16 dakika uzattı.."

 

Aleyhimize şey yaptı? Pardon? Hayır, bir yönetici daha başka nasıl hakem şikesi yapabilirki para teklif etmek hariç? Bizim o maçta teşvik gönderdiğimizi iddia eden birisinin böyle bir açıklama yaptıktan sonra güvenilirliği nedir? Güvenmek için kör cahil ya da at gözlüğü takıyor olmamız lazım.

 

-VARAN 2: "Avrupa maçlarından önce Şenes Bey’e söylerim hep, hakeme bir görün diye.."

 

Şike sınırlarımızı aşmış Avrupa arenasına dayanmış neredeyse. Tabii burada olduğu gibi direkt girişimde bulunmak her babayiğidin harcı değil. En fazla git görün deme cüretini gösterebilmiş ki bunu söyleyen "biz temiziz hiçbir şike olayına karışmadık" diyen kişi. Ortalıkta dönen onca pisliği anlatıp "herkes yaptı biz yapmadık" kafası komediden öte birşey olamaz.

 

VARAN 3: "Hakemler hep Kapalı Çarşıya gidiyor.. Ben bi kere kestim bunu.. Avrupa’da baskette hep yenilmeye başladık.."

İtiraflardan bir diğeri ve bu kişi tertemiz, pürü pak maşallah. 

 

VARAN 4: "Kapalı salon yaparken devlet yer desteği verdi.. Topuk Yaylası’nda para desteği verdi.."

 

Bu galiba en bomba olanlardan bir tanesi. Cezaevinde "cemaat bizimle başa çıkamaz" mottosunu taraftarına ezberleten başkan çıktıktan sonra cemaat demeye korkuyor, dikkatten kaçar mı? Kaçmaz.. Senin salonunu Ülker yapmış be adam ne cemaati? O salonun arazisinin nasıl alındığı ise ap ayarı bir yazıya meze olur. Ve sen hala taraftarına hepsini kendimiz yaptık hiç destek almadık diye kandırabiliyorsun! E öyle koyun bir kitle kimde olsa boş keseden sallar, doğaldır.

 

VARAN 5: "Davanın başında şikeli maçlar 19 maçtı sonra 6 maça düştü"

 

Evet doğrudur. Fakat Bank Asya dahil şüpheli olan bütün maçların toplamı 19'du! Onca insan hala bu yalana inanıp savunmaya geçebiliyor tam bir stand-up gösterisi. Bknz: 

 

VARAN 6: "Şükrü Saraçoğlu'nun tapusu bize ait"

 

Ah! Tabi Aziz Yıldırım hiç yalan söyler mi? E hani tapu başkan? Şu anda Türkiye'de kendisine tamamen ait stadı olan bir kulüp biz bilmiyoruz, varsa da bu 4 büyüklerden birisi kesinlikle değil. Statlar GSGM'ye ait olup üst kullanım hakları kulüplere verilir 2+2=4.

 

VARAN 7: "Şike iddiaları kapsamında kulübümüzün kasasından tek bir kuruşun gittiğine rastlanmamıştır"

 

He oldu bir de gece düzenleyip kameralar eşliğinde para verseydiniz. Daha çok dikkat çekerdi, şikenin rüşvetin para kaynağı mı olur Aziz Yıldırım?

 

VARAN 8: Manisa maçı ve tarla iddialarına yanıt olarak; "O maçlardan aklandık boşverin konuşturmayın beni"

 

Neden aklandın? Haydi söyle de bilelim. Çünkü; değişen maddeler gereğince Manisaspor maçı tarih itibariyle davadan çıkarılmak zorunda kalındı. Belirli bir tarihten itibaren önce yapılan onca şike veya teşvik suçlaması bir anda önemsiz oldu da Manisa maçı düştü Aziz bey..

 

Daha bunun gibi bir çok konu ve içi boş söylemler. Dikkat edin bu tip programlar ve açıklamalar kötü giden zamanlarda camiaların başvurdukları gündem değiştirme taktikleridir. Fakat buna onca medya ve basın organının uymasına ne demeli? Danışıklı dövüşten başka birşey değildir. 

 

Şahsen biz ne Aziz Yıldırım'ın ne de Aykut Kocaman'ın o camiadan ayrılmasını istemiyoruz. Bizi, Galatasaray'ı enterese dahi etmez hatta çok da iyi olabilir.

 

Herkes hakettiği yönetim biçimi altında yaşamaya mahkumdur.

 

TEKYÜREK