Ne zordu Mecidiyeköy’den Ali Sami Yen’e ulaşmak…
Otobüs kalabalığı, daracık kaldırımlar, yol kesen seyyarlar, çıkışta itiş kakış…
Pek çoğumuz bir gittik bir gitmedik maçlara…
Ama o hep oradaydı…
Ya daha adına bile alışamadığımız, Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena Stadı…
Metrosu aktarmalı, yürümesi bol basamaklı, turnikeleri peşi sıralı, çevresi adeta karartmalı…
Gidiyoruz ama söylenmelerimiz bitmiyor, nazımız hiç çekilmiyor.
Oysa o hiç dert etmezdi bunları…
Kimi zaman abisinin, kimi zaman bir arkadaşının, kimi zaman hiç tanımadığı bir Galatasaraylı’nın ittiği tekerlekli sandalyesinin üzerinde hep gülerek, her zaman gururla koşardı her maça…
Yalanla dolanla değil, soyadıyla ‘Cimbomlu’ydu.
Nam-ı diğer Sezgin Özcimbomlu’ydu…
Gerçi bu yeni stadın yeni çocukları eski geleneklere uzaktı biraz.
“Sezgin sahaya, üçlü çektir Cimbom’a” diye pek bağırmıyorlardı ama o bunu da dert etmezdi.
70’li yıllarda abisinin elini tutarak peşine düştüğü Galatasaray’ın sevgisiyle yaşıyordu.
Dört ay mahkeme kapılarında uğraşıp Kaçmaz olan soyadını Özcimbomlu olarak değiştirmesi bu büyük aşktandı hep.
“Biz aşığız aşkın da tarifi yoktur” demişti, bir keresinde kendisine uzatılan mikrofona.
“İmkanım olsa doğum tarihim 1905; ilim Galatasaray olsun isterdim. Ama ben yalnızca elimden geleni yaptım, soyadımı değiştirebildim. Bu sayede mezar taşımın üzerine Cimbom adını yazdırmış olacağım. Çünkü benim her şeyim Galatasaray” demişti bir röportajında.
Kuştepeli’ydi…
Evi sarı kırmızıydı…
Evinin kapısı da; kapısının önündeki ağaçlar da, o kapının önünden geçen kaldırım da sarı kırmızıydı…
Ama asıl yüreğinden geçen sevgi seli sarı kırmızıydı.
Güle güle Özcimbomlu Sezgin…
Kendini yalnız hissetme oralarda…
30 milyon kalp burada…
Alpaslan Dikmen orada…
Twitter: https://twitter.com/iskenderbaydar
Kaynak: http://amkspor.com/2013/06/29/gule-gule-ozbimcomlu.html