MUHTEŞEM DÖNÜŞ!
25 Ağustos 2014. Prandelli'nin Galatasaray'la çıktığı ilk resmi maç. Ezeli rakibimiz Fenerbahçe'yle oynanan Süper Kupa maçı... Tabi ki beklentilerimiz yüksekti. Sezona başlamadan önce yapılan transferlerle birlikte kurulan kadronun, şampiyonluğun en güçlü adayı olduğu konusunda hemfikirdik. Ancak kaleci Muslera'nın penaltılara taşıdığı maçta gördük ki seri penaltı atacak kadar bile motive olamamış bir topluluk var önümüzde. Kupayı ezeli rakibimize kaptırdıktan sonra lig ve Avrupa'ya odaklanmak gerekiyordu. İlk lig müsabakasından Prandelli'nin son sınavı olan Anderlecht maçına kadar oynanan futbolu gördük ki takımda bir şey eksik. Kimisi futbolcuların formsuzluğu olduğunu düşündü, kimi insanlarsa yönetimsel zaafiyetlerin neden olduğunu dile getirdi. Evet futbolcuların formsuz olduğunu, yönetimsel zaafiyetlerin en üst seviyeye ulaştığını hatta ve hatta bir çok Galatasaray futbolcusunun krize girilirse takımdan gideceğini söyledik durduk. Aslına bakarsak problemlerin sadece bir kısmının bunlar olduğunu 3 Aralık'ta ki Eskişehirspor maçında gördük. Hamza Hamzaoğlu'nun teknik direktörlüğe getirilmesiyle birlikte takımda ki iletişim problemi çözülmüş, arkadaş ortamı sağlanmış, Prandelli döneminde ki eksikliklerden olan kendine güvensiz futbolcu topluluğu yerini Gerçek Galatasaray'a bırakmıştı.
Maziyi geride bırakıp beyaz bir sayfa açtığımız bu haftanın özeti sanırım kendine gelmiş Selçuk, golle dönen Bruma, takım gibi takım görüntüsü veren 11 aslan ve inancını kaybetmemiş taraftar... Hamzaoğlu ismi konuşulmaya başlandığında takımda ki önemli sorunlardan gördüğüm arkadaş ortamı, birlik, kendine güven konularını çabuk aşamayacağını hatta Dünya Kupası'nda Sneijder'le ilgili yorumunu göz önünde bulundurarak yerli-yabancı tartışmalarının körükleneceğini düşünmüştüm. Fakat ne kadar yanıldığımı, daha Florya'ya ayak basalı 1-2 gün olmasına rağmen Galatasaray'ı kendine getirmiş gibi görünen ve takım içi dengeleri gözeterek davranışlar sergileyen Hamza hoca sayesinde gördüm. Ayrıca kendisi hakkında kamuoyunda hiç bir kötü yorum, geçmişiyle alakalı ister saha içi ister saha dışı negatif hareketi olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Prandelli gibi bir hatadan dönüp Hamzaoğlu'nu, Galatasaray'a yani yuvasına getiren yöneticilere teşekkür borcumuz olduğunu düşünüyorum.
Maçın ikinci yarısında kırmızı kartla oyundan atılan Melo'nun da disipline olacağına inancım tam. Sahada ki görevinden ve teknik anlamda beklentilerden dolayı çabuk kart görmesi doğal. Artık daha dikkatli davranarak takımımızı güç durumlara düşürmeyecektir Melo. Türk futbolunu yakından takip eden herkes gördü ki, bir kupa maçı olmasına rağmen ligde dahi tempoyu bu kadar yüksek tutan takım yokken Galatasaray, Eskişehirspor karşısında 10 kişide kalsa hızlı oynadı, pres uyguladı ve harika goller atarak galip geldi. Umarım devamı gelir ve her maç, böyle oynamasını özlediğimiz Galatasaray'la özlem giderdiğimiz maç olur...
Sosyal medyanın en etkili Galatasaray taraftar oluşumu Tek Yürek'te ki ilk yazımın sonunda herkese mutlu günler diliyorum.
Twitter: @Aksel_Gultekin